13.12.08

then we kissed

şu yaşımda romatizmalarım da var ya söz bulamıyorum artık kendime.
kim bilir belki de meteoroloji mühendisi olmalıydım, itü' ye girmeliydim, o zaman böyle işkenceler çekmezdim. essay manyağı bir okulum da olmazdı. ben de o essayi yazmamak için bu kadar kendimle inatlaşmazdım. zira argumentative essay yazabilmek için yeterli tespitlerde bulunamam, bulunsam bile bunları canla başla savunamam, karşıt görüşleri çürütemem. hadi bunları yaptım diyelim; yazdıklarımı MLA veya APA formatında sunamam. birileri beni uyarmalıydı birkaç ay önce. ama hep dış mihrakların oyununa geldim.

fair trade, kolombiyada çalıştırılan çocuklar, starbucks, nestle, tüketim çılgınlığı evet hepsi hakkında konuşmak istiyorum, saatler dolusu konuşabilirim. ama 4 beyaz sayfaya, kalıplara sadık kalarak, yazmış olmak için yazmak istemiyorum. esas sorunum bu, farkettim şu an.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

yaz kızım yaaz!
ölümüne bi essay olmalı bu saatlerde uyumadığına göre.

dilök dedi ki...

it is not important what you say, but the way you say it.
böyle derler bi de. zorla kalıp. olmaz ki. belki sen yarım cümlelerle gayet creative writing-le birtakım şeylere sinirini belli etmek istiyorsun. that's the way aha aha, diyosun. ama format var.curse on format!
kolaylıklar gelsin dide-m.

dide dedi ki...

Adsız: ölümüne olmadı, kahvesine oldu.
dilöküm: :) thats the way aha aha. çok özledim ya.