22.4.12

florence


Listen to your heart diye uyandırdı annem bugün. Yine 3 günü nereye sığdıracağımızı bilemediğimiz tatiller yaşıyor birbirimize de bunun hezeyanını yaşatıyoruz sosyal çevremde.
Bir kep töreni, bir balo, bir düğün geliyor. Bunlar eşittir kıyafet demek, ayakkabı demek, saç demek, makyaj demek. Oysa benim tüm hayalim bir yelkenliyle uzaklara gitmek.
Kariyer.net, yenibiriş.com gibi hobilerim varken bunu CV'me eklemek konusunda tereddütlerimi paylaşmalıyım sizle. Ben iş veren olsam beni işe alırdım sonuçta daha başka ne isteyebilirsin ki? Geçen bi banka mülakatına girdim, "fmcg düşünmez misin?" dediler. Ben düşünürüm de onlar da beni benim oları düşündüğüm kadar düşünür mü bilemiyorum dedim. Sonuçta sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda değil.

Amaan neyse onları nolur bi boşverin esas size saf mutluluğun sırrını vereyim. Ankara'dakilere geliyor bu sefer: Kafes Fırın'da damla sakızlı muhallebi. Ben damla sakızı sevmem demeyin, inanın ben de hiç sevmiyordum. Ama bu bir paralel dünya lezzeti.

Hiç yorum yok: