22.3.11

anlıyorsun değil mi?

deliler gibi yorulduğum 2 günün ardından anladım ki beni yorulmak mutlu ediyor. aslında üşengeçliğimin ün yaptığı ve adım adım miskinlik ödülü yolunda olduğum herkes tarafından bilinir ama çok başka bi şey var.
annemin "hakkını vermek"le ilgili hep bir uğraşı vardır. bu bazen bi kitabın hakkını vermek, bazen bi ojenin, bi tatilin ya da bi dersin. sonuna kadar irdelemeci, maximum fayda minimum zarar prensibine odaklı bi bakış açısı yani.
sağolsun bu muhteşem (!) perspektif ışığında yetiştirilen çocuk helak olup yorulana kadar tatmin olmuyormuş. e tabi sonrası hep şikayet, hep bıkkınlık.

anneme ettiğim günlük şikayet burda noktalanıyorsa, bu sadece ev hayatına duyduğum özlemdendir. her gün in aşağı çamaşır al, çık yukarı çamaşır as, git alış veriş yap, getir pişir, götür yıka, al at yeterli dersi aldım bence. bi de yüzbininci kez anladım ki kalabalıklarla yaşayacak insan değilim ben.

Hiç yorum yok: